I. Giriş: Parlamentonun Sağladığı İmtiyaz Tehlikede..

A. Anayasal Bir Güvence Olarak Yasama Dokunulmazlığı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 83. maddesi, yasama organının bağımsızlığını ve milletvekillerinin görevlerini serbestçe yerine getirebilmesini temin etmek amacıyla iki temel koruma mekanizması sunmaktadır. Bu mekanizmalar, kişisel bir ayrıcalık olmaktan ziyade, temsil edilen seçmen iradesini ve parlamentonun kurumsal bütünlüğünü yürütme ve yargı organlarının müdahalelerine karşı korumayı amaçlayan siyasi hukuk ilkeleridir.1
Bu korumanın ilk ayağı, "yasama sorumsuzluğu" olarak bilinen ve Anayasa'nın 83. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen mutlak ve kalıcı bir korumadır. Buna göre, milletvekilleri Meclis çalışmalarındaki oy, söz ve düşüncelerinden dolayı hiçbir surette sorumlu tutulamazlar.1 Bu ilke, parlamento içi tartışmaların sansür veya dava tehdidi olmaksızın özgürce yapılabilmesinin temel taşıdır.
İkinci ve daha sık tartışılan mekanizma ise "yasama dokunulmazlığı"dır ve 83. maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Bu, milletvekillerinin seçimden önce veya sonra işledikleri iddia edilen bir suç nedeniyle, Meclis'in kararı olmadıkça tutulamayacaklarını, sorguya çekilemeyeceklerini, tutuklanamayacaklarını ve yargılanamayacaklarını öngören geçici ve nispi bir korumadır.1 Dokunulmazlık, milletvekilinin görev süresi boyunca devam eder ve görevi sona erdiğinde kalkar. Bu mekanizmanın temel amacı, özellikle muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin asılsız veya siyasi amaçlı suçlamalarla yasama faaliyetlerinden alıkonulmasını önlemek, böylece parlamentonun işleyişinin sürekliliğini ve seçmen iradesinin korunmasını sağlamaktır.1
B. 2015-2016 Siyasi Bağlamı: Kırılgan Bir Zemin
2016 yılında yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına yol açan süreç, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal olarak son derece gergin ve kutuplaşmış bir dönemden geçtiği bir zeminde gelişmiştir. Bu süreci anlamak için 2015 yılının kritik olaylarını göz önünde bulundurmak zorunludur.
Haziran 2015 genel seçimleri, Türkiye'nin yakın siyasi tarihinde bir dönüm noktası oldu. Halkların Demokratik Partisi (HDP), %10'luk seçim barajını aşarak 80 milletvekiliyle Meclis'e girdi. Bu sonuç, 2002'den bu yana ilk kez Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) tek başına hükümet kurma çoğunluğunu kaybetmesine neden oldu ve o dönem için başkanlık sistemine geçiş planlarını rafa kaldırdı.2 HDP'nin bu başarısı, onu siyasi denklemin merkezine yerleştirdi.
Seçimlerin hemen ardından, "Çözüm Süreci" olarak bilinen ve devlet ile PKK arasında yürütülen barış görüşmeleri fiilen sona erdi. Bu çöküş, Türkiye'nin güneydoğusunda şiddetli çatışmaların yeniden başlamasına yol açtı.2 Bu süreçte siyasi atmosfer hızla güvenlikçi bir söylem tarafından domine edilmeye başlandı. Hükümet, terörle mücadeleyi en öncelikli gündem maddesi haline getirirken, HDP'nin meşru siyasi faaliyetleri ile PKK'nın eylemleri giderek daha fazla birbiriyle ilişkilendirilmeye başlandı. Bu güvenlikçi anlatı, HDP'li milletvekillerini hedef alacak siyasi ve hukuki adımların kamuoyunda meşrulaştırılması için gerekli zemini hazırladı. Dolayısıyla, dokunulmazlıkların kaldırılması tartışması, hukuki bir gereklilikten ziyade, belirli bir siyasi rakibi etkisiz hale getirme stratejisinin bir parçası olarak ortaya çıktı.
II. Anayasal Krizin Siyasi Kökenleri
A. Cumhurbaşkanlığı'nın İtici Gücü ve Hükümetin Teklifi
Yasama dokunulmazlıklarının toplu olarak kaldırılması sürecini başlatan fitil, doğrudan yürütmenin en tepesinden ateşlendi. 16 Mart 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı bir konuşmada, "Dokunulmazlık meselesini hızla sonuçlandırmalıyız. Parlamento, bu konuda adımını hızlı bir şekilde atmalıdır" diyerek yasama organına açık bir çağrıda bulundu.3 Bu çağrı, konuyu siyasi gündemin merkezine taşıdı ve yürütmenin yasama süreci üzerindeki belirleyici etkisini ortaya koydu.
Bu çağrının ardından, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu liderliğindeki AKP hükümeti, radikal bir çözüm önerisiyle ortaya çıktı. Mevcut fezlekeleri, Anayasa ve Meclis İçtüzüğü'nün öngördüğü standart usullerle tek tek ele almak yerine, o tarihe kadar Meclis'e intikal etmiş tüm dosyalar için dokunulmazlığı tek seferde ve geriye dönük olarak kaldıracak bir anayasa değişikliği teklifi hazırladı.3 Teklif, Anayasa'ya "Geçici Madde 20" eklenmesini öngörüyordu. Bu yöntem, sürecin hukuki niteliğinden çok siyasi amacını ön plana çıkarıyordu.
B. Parçalanmış Muhalefet: CHP'nin Belirleyici ve Tartışmalı Tutumu
AKP'nin anayasa değişikliği teklifisi, muhalefet partileri arasında farklı ve belirleyici tepkilere yol açtı. Bu tepkiler, sürecin nihai sonucunu şekillendiren en önemli faktörlerden biri oldu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), teklife en başından itibaren tam destek verdi. MHP'nin bu tutumu, AKP'nin milliyetçi ve güvenlik odaklı söylemiyle tam bir uyum içindeydi ve iki parti arasında fiili bir blok oluşturdu.4
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ise teklifin doğrudan kendilerini hedef aldığını ve siyasi bir tasfiye operasyonu olduğunu savunarak şiddetle karşı çıktı. HDP'ye göre bu teklif, anayasayı, demokratik temsil ilkesini ve hukuk devletini açıkça ihlal eden bir "siyasi darbe" niteliğindeydi.5 HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, değişikliğin amacının "muhalefeti tasfiye etmek" olduğunu belirtti.7
Sürecin kilit aktörü ise Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) oldu. CHP, kendini son derece karmaşık ve zorlu bir pozisyonda buldu. Parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu, başlangıçta "kürsü dokunulmazlığı hariç" tüm dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini, kimsenin bir "zırhın arkasına saklanmaması" gerektiğini savunarak ilkesel bir duruş sergiledi.3 Ancak AKP'nin teklifi, bu ilkesel duruşu geriye dönük ve usulsüz bir anayasa değişikliği formuna büründürünce, CHP siyasi bir tuzağın içine düştü. Teklife "Hayır" demek, iktidar ve müttefikleri tarafından "terörü korumakla" suçlanma riskini taşıyordu; "Evet" demek ise açıkça anayasaya aykırı olduğu kabul edilen bir düzenlemeyi onaylamak anlamına geliyordu.
Bu ikilem, Kılıçdaroğlu'nun siyasi tarihe geçen ve krizi tanımlayan şu ifadesiyle sonuçlandı: CHP, teklifin "Anayasaya aykırı" olduğunu bilmesine rağmen "Evet" oyu verecekti.9 Bu kararın ardındaki temel mantık, AKP'nin "restini görmek" ve özellikle terörle mücadele gibi hassas bir konuda HDP ile aynı safta görünmekten kaçınmaktı. Ancak bu karar, CHP içinde de derin çatlaklara yol açtı ve gizli oylamada çok sayıda CHP'li milletvekilinin "Hayır" oyu kullandığı ortaya çıktı.11 CHP'nin bu kararı, kısa vadeli siyasi pozisyon almayı uzun vadeli anayasal ilkelerin önüne koyan stratejik bir hataydı. Anayasa değişikliğinin referandumsuz geçmesi için gerekli oyu sağlayarak, parlamentonun kurumsal gücünü zayıflatan ve daha sonra kendi milletvekillerinin de (Enis Berberoğlu örneğinde olduğu gibi) mağdur olacağı bir süreci mümkün kılan anahtar aktör haline geldi.9
III. Kendi Kendisiyle Savaşan Bir Yasama Organı: 6718 Sayılı Kanun'un Kabulü
A. Anayasa Komisyonu: Ulusal Bölünmenin Bir Mikrokozmosu
Dokunulmazlık teklifinin yasalaşma süreci, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında daha önce nadir görülen bir gerilim ve şiddet düzeyine sahne oldu. Özellikle Nisan sonu ve Mayıs 2016 başındaki TBMM Anayasa Komisyonu toplantıları, siyasi diyaloğun tamamen çöktüğü ve yerini fiziksel arbedeye bıraktığı bir arenaya dönüştü.
Anadolu Ajansı gibi haber kaynaklarının aktardığı bilgilere göre, komisyon görüşmeleri sırasında AKP ve HDP'li milletvekilleri arasında yumruklu kavgalar yaşandı.5 Milletvekilleri birbirlerine su şişeleri ve dosyalar fırlattı, bazı vekiller yaralandı ve toplantı salonu kullanılamaz hale geldi. Komisyon Başkanı Mustafa Şentop'un oturumlara defalarca ara vermek zorunda kalması, durumun vahametini gözler önüne seriyordu.5 Bu kavgalar, anlık öfke patlamalarından ziyade, HDP'li vekillerin süreci varoluşsal bir tehdit olarak görmesi ve engelleme taktikleri uygulaması ile AKP'li vekillerin teklifi ne pahasına olursa olsun geçirme kararlılığının fiziksel bir çarpışmasıydı.5
B. Genel Kurul Tartışmaları ve Oylama
Komisyondaki kaos, TBMM Genel Kurulu'na da taşındı. 17 Mayıs'ta yapılan ilk tur oylaması, teklifin referandum için gerekli olan 330 oy barajını geçeceğini, ancak doğrudan yasalaşması için gereken 367 oy sınırına ulaşamayabileceğini gösterdi. Maddelere geçilmesi 348 oyla kabul edildi.7
Nihai oylamanın yapıldığı 20 Mayıs 2016 günü, Meclis tarihindeki en gergin günlerden biri olarak kayıtlara geçti. Oturum, CHP'li vekillerin, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın laiklikle ilgili daha önceki sözlerini protesto etmesiyle başladı. CHP'liler kısa bir süreliğine salonu terk etse de oylama için geri döndüler.14 HDP'li milletvekilleri ise oylamanın gizliliği ilkesinin ihlal edildiğini, vekillerin baskı altında oy kullandığını belirterek protestolarını sürdürdüler.14
Tüm bu gerilime rağmen, anayasa değişikliği teklifi nihai oylamada 376 "Evet" oyuyla kabul edildi. Bu sonuç, 367 oy barajını aştığı için teklifin referanduma gitmeden doğrudan yasalaşması anlamına geliyordu.14 Bu sonucun ortaya çıkması, ancak yeterli sayıda CHP milletvekilinin AKP ve MHP bloğuna katılmasıyla mümkün olmuştu.
Tablo 1: 6718 Sayılı Kanun Nihai Oylaması (20 Mayıs 2016)
Kaynak:
14
Bu tablo, oylamanın kritik anını verilerle özetlemektedir. 376 kabul oyu, sürecin kaderini belirleyen sayıdır. AKP (317) ve MHP'nin (40) toplam sandalye sayısı 357 olup, referandumsuz kabul için gereken 367 oyun altındaydı.14 Dolayısıyla, 376 "Evet" oyu, en az 19 muhalefet milletvekilinin (büyük olasılıkla CHP'den) değişikliğe destek verdiğini matematiksel olarak kanıtlamaktadır. Bu veri, CHP içindeki bölünmenin ve bir grubun "Evet" oyu verme kararının, değişikliğin referandumsuz geçmesindeki tek belirleyici faktör olduğu analizini doğrulamaktadır.
IV. Hukuki Bypass: "Geçici Madde 20" Değişikliğinin Anatomisi
A. Standart Prosedüre Karşı "Ad Hominem" Değişiklik
2016 anayasa değişikliğinin en tartışmalı yönü, yasama dokunulmazlığını kaldırmak için izlediği hukuki yoldu. Bu yol, anayasal bir normun belirli siyasi hedeflere ulaşmak için nasıl araçsallaştırılabileceğinin çarpıcı bir örneğini oluşturdu.
Dokunulmazlığın kaldırılması için standart prosedür, bireysel ve her bir dosya için ayrı işleyen bir süreçtir. Bu usule göre, bir milletvekili hakkındaki savcılık fezlekesi Meclis'e ulaştıktan sonra, Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan bir Karma Komisyon kurulur. Komisyon, dosyayı inceler, ilgili milletvekilinin savunmasını alır ve bir rapor hazırlar. Bu rapor daha sonra TBMM Genel Kurulu'nda görüşülür ve o milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmayacağı gizli oyla karara bağlanır.1
6718 sayılı Kanun ise bu yerleşik usulü tamamen devre dışı bıraktı. Kanun, Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrasını, kanunun kabul edildiği tarih itibarıyla mevcut olan tüm dosyalar için tek seferlik ve toplu olarak askıya aldı.1 Bu, 154 milletvekilini etkileyen 810 dosyanın 19 hiçbirinin içeriğinin bireysel olarak değerlendirilmediği, milletvekillerine Meclis'te savunma hakkı tanınmadığı ve her bir dosyanın esası hakkında ayrı bir oylama yapılmadığı anlamına geliyordu. Bu nedenle değişiklik, hukukun temel ilkelerinden olan
ad hominem (belirli kişileri hedef alan) ve geriye dönük yasa yapma yasağını ihlal ettiği yönünde ciddi eleştirilere maruz kaldı.1
B. Temel Hukuki İtirazlar
Değişikliğe karşı sunulan hukuki argümanlar, anayasal düzenin temel ilkelerinin ihlal edildiği noktasında yoğunlaşmıştır:
Savunma Hakkının İhlali: Komisyon ve Genel Kurul aşamalarını ortadan kaldıran değişiklik, milletvekillerini akranları önünde kendilerini savunma hakkından mahrum bırakmıştır. Bu, hem Meclis İçtüzüğü'nün hem de adil yargılanma ilkesinin bir parçasını oluşturan temel bir haktır.1
Parlamentonun Yetkisinin Aşındırılması: Değişiklik, mevcut parlamentonun, kendisinden sonraki yasama organlarının dokunulmazlık dosyaları üzerindeki anayasal karar verme yetkisini peşinen gasp etmesi anlamına geliyordu. Bu, parlamentonun kendi yetkilerini kendi eliyle ortadan kaldırdığı bir durumdu.1
Hukuki Belirlilik ve Geriye Yürümezlik İlkelerinin İhlali: Kanun, milletvekillerinin hukuki statüsünü geriye dönük olarak değiştirerek, hukukun öngörülebilir olması ve geçmişe yönelik olarak bireyleri cezalandırmaması gerektiği ilkesini çiğnemiştir.
Anayasaya Aykırı Anayasa Değişikliği: En temel eleştirilerden biri, değişikliğin bir "anayasaya aykırı anayasa değişikliği" olduğuydu. Bu argümana göre, anayasayı değiştirme usulüne şeklen uyulmuş olsa da, değişikliğin kendisi Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan "demokratik devlet" ve "hukuk devleti" gibi değiştirilemez temel ilkelere aykırıydı.1
Bu sürecin arkasındaki hukuki strateji, kararı Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) etkili denetiminden kaçırmaktı. Standart usulle alınan bir "parlamento kararı", Anayasa'nın 85. maddesi uyarınca AYM tarafından hem usul hem de esas yönünden denetlenebilirdi ve AYM'nin geçmişte bu tür kararları iptal ettiği örnekler mevcuttu.1 Ancak dokunulmazlıkların kaldırılması bir "anayasa değişikliği" olarak paketlendiğinde, AYM'nin denetimi Anayasa'nın 148. maddesi uyarınca yalnızca şekli unsurlarla (teklif ve oylama çoğunluğu gibi) sınırlı kalacaktı.18 Bu, AYM'nin esasa girerek yapabileceği muhtemel bir iptal kararını önlemek için tasarlanmış sofistike bir hukuki manevraydı.
V. Şafak Baskınları: HDP'li Milletvekillerinin Tutuklanması
A. 4 Kasım 2016 Operasyonu
Anayasa değişikliğinin kabulünden yaklaşık beş buçuk ay sonra, 4 Kasım 2016'nın erken saatlerinde, emniyet güçleri ülke çapında eş zamanlı bir operasyon başlattı.21 Bu operasyonun ana hedefi HDP'li milletvekilleriydi.
HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş Diyarbakır'daki, Figen Yüksekdağ ise Ankara'daki evlerinde gözaltına alındı.22 Aynı saatlerde, aralarında Grup Başkanvekili İdris Baluken'in de bulunduğu çok sayıda HDP'li milletvekili farklı şehirlerde gözaltına alındı.22 Gün sonunda Demirtaş ve Yüksekdağ dahil 9 milletvekili tutuklanırken, bazıları adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.21 Milletvekillerine yöneltilen suçlamalar, büyük ölçüde yaptıkları siyasi konuşmalar ve katıldıkları etkinliklere dayandırılarak "terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütü propagandası yapmak" gibi suçlamalardı.22
B. Olağanüstü Hal (OHAL) Bağlamı
Bu tutuklamaların, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından 20 Temmuz'da ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) koşulları altında gerçekleştiğini vurgulamak kritik öneme sahiptir.23 OHAL, hükümete geniş yetkiler tanırken, temel hak ve özgürlükleri ciddi şekilde kısıtlamış ve yargısal denetimi zayıflatmıştı.23
Hükümet, tutuklamaların Mayıs ayındaki anayasa değişikliğinin mümkün kıldığı normal bir adli süreç olduğunu iddia etse de, Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşlar bu operasyonun OHAL örtüsü altında muhalif sesleri susturmaya yönelik daha geniş bir baskı dalgasının parçası olduğunu savundu.23 Tutuklamaların zamanlaması stratejikti. Anayasa değişikliği Mayıs ayında yapılmıştı, ancak kitlesel tutuklamalar için OHAL'in getirdiği siyasi ve hukuki atmosfer beklendi. OHAL, kamuoyunun dikkatinin darbe girişiminin faillerine odaklandığı, ulusal bir kriz ortamı yarattı. Bu ortam, HDP'ye yönelik böylesine hassas bir operasyonun daha az siyasi tepkiyle ve daha az hukuki denetimle yürütülmesi için elverişli bir zemin sundu. OHAL, anayasa değişikliğinin hukuki potansiyelini kinetik bir gerçekliğe dönüştüren katalizör oldu.
VI. Yargının Tepkisi: Ülke İçinde İtaat, Dışarıda Mahkumiyet
A. Anayasa Mahkemesi (AYM): Yargısal Bir Geri Çekilme
Anayasa değişikliğinin kabulünün ardından HDP ve bazı CHP'li milletvekilleri, değişikliğin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.3 Ancak AYM, 3 Haziran 2016'da verdiği kararla bu başvuruları reddetti.18 Mahkemenin gerekçesi, değişikliği tasarlayanların öngördüğü gibi, tamamen şekli ve yargı yetkisine ilişkindi.18
AYM, önüne gelen düzenlemenin, Anayasa'nın 85. maddesi kapsamında denetleyebileceği bir "parlamento kararı" olmadığını, aksine 148. madde kapsamında denetim yetkisinin çok daha sınırlı olduğu bir "anayasa değişikliği" olduğuna hükmetti. Anayasa değişikliklerine karşı ise ancak Cumhurbaşkanı veya Meclis üye tamsayısının beşte biri tarafından, kanunun yayımlanmasından itibaren on gün içinde ve sadece şekil bozuklukları iddiasıyla dava açılabileceğini belirtti. Bu koşullar sağlanmadığı için mahkeme, başvuruyu esastan inceleme yetkisi olmadığına karar vererek reddetti.18 Bu karar, mahkemenin düzenlemenin formunun arkasına bakarak onun esasını ve amacını denetleme konusundaki isteksizliğini veya yetersizliğini gösterdi ve sonraki yargılamalara fiilen yeşil ışık yaktı.
B. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM): Dönüm Noktası Niteliğindeki Demirtaş/Türkiye (No. 2) Kararı
İç hukuk yollarının tükenmesinin ardından Selahattin Demirtaş, davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkemenin en üst karar organı olan Büyük Daire, 22 Aralık 2020'de verdiği kararla, Türkiye'yi son derece ağır ve kapsamlı bir şekilde mahkum etti.28
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) birçok maddesinin ihlal edildiğine karar verdi:
Madde 5 (Özgürlük ve güvenlik hakkı): Mahkeme, Demirtaş'ın tutuklanması için "makul şüphe" bulunmadığını, tutukluluk gerekçelerinin yetersiz olduğunu ve süresinin aşırı uzun olduğunu tespit etti.30
Madde 10 (İfade özgürlüğü): AİHM, Demirtaş'ın parlamenter dokunulmazlık/sorumsuzluk kapsamında korunması gereken siyasi konuşmaları nedeniyle tutuklanmasının, ifade özgürlüğüne yönelik ağır ve haksız bir müdahale olduğuna hükmetti.2
Ek Protokol No. 1, Madde 3 (Serbest seçim hakkı): Seçilmiş bir muhalefet liderinin ve cumhurbaşkanı adayının uzun süre tutuklu kalmasının, halkın iradesinin serbestçe ifade edilmesini engellediğini belirtti.32
Madde 18 (Haklara getirilecek kısıtlamaların sınırları): Kararın en can alıcı tespiti buydu. Mahkeme, Demirtaş'ın tutukluluğunun ardında hukuki olmayan, gizli bir siyasi amaç yattığına karar verdi. Bu amacın "çoğulculuğu bastırmak ve demokratik bir toplumun özü olan siyasi tartışma özgürlüğünü sınırlamak" olduğunu belirtti.2 Bu tespit, esasen tüm yargısal sürecin siyasi bir zulüm için bir bahane olarak kullanıldığını tescil ediyordu.
Büyük Daire, bu tespitler ışığında Türkiye'nin Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması için gerekli tüm tedbirleri almasına karar verdi.28 Bu bağlayıcı karar, bugüne kadar Türk makamları tarafından uygulanmamış ve Türkiye ile Avrupa Konseyi arasında ciddi bir krize yol açmıştır. AYM ve AİHM kararları arasındaki bu keskin zıtlık, temel bir yargı felsefesi ayrımını ortaya koymaktadır. AYM, son derece şekilci ve pozitif bir yaklaşımla metnin formunun ötesine bakmayı reddederken; AİHM, devletin eylemlerinin bağlamını, niyetini ve pratik etkilerini inceleyen bütüncül ve amaçsal bir analiz yapmıştır.
VII. Sonuç: Türk Demokrasisi İçin Süregelen Etkiler
2016 yılında yasama dokunulmazlıklarının anayasaya aykırı bir yöntemle toplu olarak kaldırılması ve ardından yaşanan tutuklamalar, Türkiye'nin demokratik ve hukuki düzeni üzerinde derin ve kalıcı yaralar bırakmıştır. Bu sürecin sonuçları, birkaç ana başlık altında toplanabilir:
Parlamenter Temsilin Aşındırılması: Değişiklik ve tutuklamalar, parlamentonun üçüncü büyük partisinin lider kadrosunu ve çok sayıda seçilmiş temsilcisini siyasi süreçlerin dışına itmiştir. Bu durum, milyonlarca seçmenin iradesini Meclis'te sessiz bırakarak temsili demokrasi ilkesine temelden zarar vermiştir.17
Anayasa Hukukunun Araçsallaştırılması: Bu olay, anayasal ve yasal normların acil siyasi hedeflere hizmet etmek için nasıl eğilip bükülebileceğine dair bir vaka çalışması niteliğindedir. Ülkenin en üst hukuk metninin, siyasi rakipleri hedef almak için ad hominem bir şekilde değiştirilebileceğine dair tehlikeli bir emsal oluşturmuş ve hukuk devleti ilkesini zayıflatmıştır.34
Yargının Zayıflaması: Anayasa Mahkemesi'nin itaatkar kararı, yasama ve yürütme üzerinde bağımsız bir denetim mekanizması olarak güvenilirliğine zarar vermiştir. Diğer yandan, hükümetin AİHM'in bağlayıcı kararına açıkça meydan okuması, uluslararası hukuka ve insan hakları sözleşmelerine yönelik daha geniş bir kayıtsızlığa işaret ederek Türkiye'yi Avrupa hukuk sahasında daha da yalnızlaştırmıştır.28
Siyasi İfade Üzerindeki Soğutucu Etki: Nihai sonuç, Türkiye'deki siyasi muhalefet üzerinde derin bir "soğutucu etki" yaratmasıdır. Verilen mesaj açıktı: Seçilmiş milletvekilleri dahi, özellikle Kürt meselesi gibi hassas konularda hükümetin anlatısına meydan okuyan siyasi ifadeleri nedeniyle yargılanmaktan ve hapsedilmekten güvende değildir. Bu durum, demokratik tartışma alanını daraltmış ve bir korku iklimini pekiştirmiştir.
Alıntılanan çalışmalar
“… TBMM Genel Kurulu, 20/05/2016 tarihinde 6718 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair - Anayasa Mahkemesi, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.anayasa.gov.tr/Kararlar/GenelKurul/%C4%B0ptal_Talepleri/2016-117.pdf
BÜYÜK DAİRE SELAHATTİN DEMİRTAŞ / TÜRKİYE (No. 2) (Başvuru no. 14305/17) KARAR - HUDOC, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://hudoc.echr.coe.int/app/conversion/pdf/?library=ECHR&id=001-208341&filename=CASE%20OF%20SELAHATTIN%20DEMIRTA%u015E%20v.%20TURKEY%20%28No.%202%29%20-%20%5BTurkish%20Translation%5D%20by%20the%20Turkish%20Ministry%20of%20Justice.pdf
20 Mayıs 2016 tarih ve 6718 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun - Vikipedi, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/20_May%C4%B1s_2016_tarih_ve_6718_say%C4%B1l%C4%B1_T%C3%BCrkiye_Cumhuriyeti_Anayasas%C4%B1nda_De%C4%9Fi%C5%9Fiklik_Yap%C4%B1lmas%C4%B1na_Dair_Kanun
AKP'den Sınırlı Fire CHP'den 'Saray'a Hayır' - VOA Türkçe, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.voaturkce.com/a/akp-de-fire-sinirliydi-chp-saraya-hayir-dedi/3335103.html
TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşmelere ara verildi, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.aa.com.tr/tr/politika/tbmm-anayasa-komisyonunda-gorusmelere-cikan-kavga-nedeniyle-ara-verildi/565234
Demirtaş:Tutuklanmamıza neden olan Anayasa değişikliği Mustafa Şentop'un icadıdır ve Şentop bu değişikliğin Anayasa'ya aykırı olduğunu söylemiştir, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.hdp.org.tr/tr/demirtas-tutuklanmamiza-neden-olan-anayasa-degisikligi-mustafa-sentopun-icadidir-ve-sentop-bu-degisikligin-anayasaya-aykiri-oldugunu-soylemistir/10132
"Dokunulmazlık" Maddelerinin Görüşülmesi 348 Oyla Kabul Edildi - Bianet, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://bianet.org/haber/dokunulmazlik-maddelerinin-gorusulmesi-348-oyla-kabul-edildi-174888
Kılıçdaroğlu'ndan Davutoğlu'na: "Sen Milletvekili Değil misin?" - Bianet, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://bianet.org/haber/kilicdaroglu-ndan-davutoglu-na-sen-milletvekili-degil-misin-174039
Anayasa - 100 SENE 100 NESNE, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://100sene100nesne.com/anayasa/
Ruşen Çakır'ın konuğu Behlül Özkan: Kılıçdaroğlu Erdoğan'a neden ve nasıl yenildi?, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://medyascope.tv/2024/08/09/rusen-cakirin-konugu-behlul-ozkan-kilicdaroglu-erdogana-neden-ve-nasil-yenildi/
Gülseren Onanç: Hayır Veren 112 CHP'li Anayasa Mahkemesi'ne ..., erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://bianet.org/haber/gulseren-onanc-hayir-veren-112-chp-li-anayasa-mahkemesi-ne-gitmeli-175105
Dokunulmazlık görüşmeleri çıkan kavgayla ertelendi - Bloomberg HT, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.bloomberght.com/dokunulmazlik-gorusmeleri-cikan-kavgayla-ertelendi-1876120
TBMM Anayasa Komisyonu 'dokunulmazlıklar' için toplandı - Anadolu Ajansı, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.aa.com.tr/tr/politika/tbmm-anayasa-komisyonu-dokunulmazliklar-icin-toplandi-/562958
Meclis son sözü söyledi: Dokunulmazlıklar kalktı - Diken, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.diken.com.tr/meclis-son-sozu-soyledi-dokunulmazliklar-kalkti/
Dokunulmazlıkların Kaldırılması - Siyaset Dergisi, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://siyasetdergisi.com.tr/dokunulmazliklarin-kaldirilmasi/
Dokunulmazlıklar nasıl kaldırılmıştı - Anadolu Ajansı, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.aa.com.tr/tr/politika/dokunulmazliklar-nasil-kaldirilmisti/842342
''Vekilliklerin Düşürülmesi Anayasa'ya Aykırı'' Tartışmaları - VOA Türkçe, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.voaturkce.com/a/vekilliklerin-dusurulmesi-anayasaya-aykiri-tartismalari/5455948.html
Yasama Dokunulmazlıklarıyla İlgili Kararın Basın Duyurusu ..., erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.anayasa.gov.tr/tr/haberler/norm-denetimi-basin-duyurulari/yasama-dokunulmazliklariyla-ilgili-kararin-basin-duyurusu/
KRONİK TBMM'DE HAKLARINDA DOKUNULMAZLIĞIN KALDIRILMASI KARARI VERİLEN ÜYELER MEMBERS OF THE TURKISH GRAND NATIONAL ASSEMBL - DergiPark, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/4229037
Dokunulmazlıkların Kaldırılmasına İlişkin Hukuksal Sorunlar ve Başvuru Yolları - Bianet, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://bianet.org/yazi/dokunulmazliklarin-kaldirilmasina-iliskin-hukuksal-sorunlar-ve-basvuru-yollari-175280
HDP'li Vekillere Tutuklama ve Gözaltıların Kronolojisi - Bianet, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://bianet.org/haber/hdp-li-vekillere-tutuklama-ve-gozaltilarin-kronolojisi-183856
Selahattin Demirtaş ve Yüksekdağ ile 3 HDP'li vekil tutuklandı ..., erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://bigpara.hurriyet.com.tr/haberler/politika-haberleri/selahattin-demirtas-ve-yuksekdag-ile-3-hdpli-vekil-tutuklandi_ID1435572/
Türkiye: Muhalif seslere yönelik artan saldırıların ortasında HDP milletvekilleri gözaltına alındı - Uluslararası Af Örgütü, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.amnesty.org.tr/icerik/turkiye-muhalif-seslere-yonelik-artan-saldirilarin-ortasinda-hdp-milletvekilleri-gozaltina-alindi
HDP Eş Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ'a gözaltı! - Kaos GL, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://kaosgl.org/haber/hdp-es-baskanlari-demirtas-ve-yuksekdagrsquoa-gozalti
SELAHATTİN DEMİRTAŞ v. TURKEY (No. 2) - [Turkish Translation] by the Turkish Ministry of Justice - HUDOC, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-202342
Demirtaş ve Yüksekdağ'ın tutuklanmasının üzerinden 7 yıl geçti - Kurdistan24, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.kurdistan24.net/tr/story/493506
Halk iradesine yapılan müdahaleden 500 gün sonra 4 Kasım Darbesi ve sonuçları, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.hdp.org.tr/tr/halk-iradesine-yapilan-mudahaleden-500-gun-sonra-4-kasim-darbesi-ve-sonuclari/11776
DEMIRTAŞ KARARI - Halkların Demokratik Partisi, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.hdp.org.tr/Images/UserFiles/Documents/Editor/2021/aihm-demirtas-karar-ozeti.pdf
AİHM' n Dem rtaş Kararının Uy ulanmamasına Kılı lar: İçer ye Farklı, Dışarıya Farklı - İnsan Hakları Okulu, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://insanhaklariokulu.org/wp-content/uploads/2021/04/C%CC%A7M_25-Altiparmak-Cali.pdf
AİHM KARARLARI BAĞLAYICIDIR: SELAHATTİN DEMİRTAŞ, FİGEN YÜKSEKDAĞ VE KOBANÊ DAVASINDA TUTUKLU BULUNAN TÜM SİYASETÇİLER SERBEST BIRAKILMALIDIR! - Basın Açıklamaları - Diyarbakır Barosu, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.diyarbakirbarosu.org.tr/basin-aciklamalari/aihm-kararlari-baglayicidir-selahattin-demirtas-figen-yuksekdag-ve-kobane-davasinda-tutuklu-bulunan-tum-siyasetciler-serbest-birakilmalidir
AİHM'den Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğuna dair yeni ihlal kararı, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://bianet.org/haber/aihmden-selahattin-demirtasin-tutukluluguna-dair-yeni-ihlal-karari-309267
GRAND CHAMBER CASE OF SELAHATTİN DEMİRTAŞ v. TURKEY (No. 2) (Application no. 14305/17) JUDGMENT - EODS, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.eods.eu/elex/uploads/files/6437b4bc72c9d-CASE%20OF%20SELAHATTI%CC%87N%20DEMI%CC%87RTAS%CC%A7%20v.%20TURKEY%20(No.%202).pdf
AİHM'den ihlal kararı: Demirtaş siyasi saiklerle tutuklu | Agos, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.agos.com.tr/tr/yazi/35142/aihm-den-ihlal-karari-demirtas-siyasi-saiklerle-tutuklu
AİHM'in Demirtaş Kararı (no. 13609/20) Işığında Türkiye'de Hukukun Üstünlüğü ve Yargının Siyasallaşması - Kadir Öztürk, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.trkadirozturk.com.tr/post/aihmin-demirtas-karari/
AİHM KARARLARI DERHAL UYGULANMALIDIR - Türkiye Barolar Birliği, erişim tarihi Eylül 27, 2025, https://www.barobirlik.org.tr/Haberler/aihm-kararlari-derhal-uygulanmalidir-85793
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder