30 Kasım 2015 Pazartesi

Fotoğrafları Analiz Etmek...


Dilara Kahyaoğlu 2007 ve 2015


Bu çalışmada sözü edilen fotoğraflar bir döneme, tarihsel bir ana tanıklık edenlerdir. Politik, kültürel veya sosyo/ekonomik açıdan çekildiği o ana dair ipuçları taşımalıdır. Ki bunları günümüzde belge olarak kullanıyoruz. Ama bütün belgeler gibi fotoğrafları da analiz etmek zorundayız. 


Vietnam Savaşı'nın Sonu
http://beautifulvietnamus.blogspot.com.tr/2015/05/end-of-vietnam-war.html


BİR BELGE OLARAK FOTOĞRAFLARI ANALİZ ETMEK


I. AŞAMA

Tam olarak ne görüyorsanız  onu betimleyin. Baktığınız şeyle ilgili tahminlerde bulunmaya çalışmayın (bu aşamada).
                       
*Bu fotoğrafta neler oluyor?

*İnsanlar ya da nesneler kim? Ne?

*Bu fotoğraf yaklaşık olarak ne zaman çekilmiş olabilir?
Yılın hangi dönemi? Hangi yıl?  İpucu var mı?

*Bu doğal bir resim mi? Yoksa özellikle mi poz verilmiş? İpucu nedir?

*Fotoğrafın türü  ne?  Ne fotoğrafı? Sanat, reklam, haber…

*Fotoğrafı çeken kim? Belli mi? Belliyse hakkında ne biliyoruz? (araştırmak gerekebilir)

*Bu fotoğrafa ilişkin vardığınız sonuçları kontrol etmenize yaracak başka tarihsel  kaynaklar neler olabilir? (araştırmak gerekebilir)

*Bu fotoğraftaki sahneyi çevreleyen olaylar hakkında önceden neler biliyordunuz? (araştırmak gerekebilir)


II. AŞAMA

*Fotoğraf sizde ne tür duyguların oluşmasına yol açtı? Neden?

*Fotoğraf size neler düşündürdü? Neden?

*Bu fotoğraf cevabını bulmak isteyeceğiniz başka soruları gündeme getirdi mi? Evet veya hayır ise neden? Varsa, gündeme gelen sorular nedir?

 Yazar adı belirtilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.



Olgu ile Yorumu Ayırmak

Dilara Kahyaoğlu 2007


Bu çalışmada aşağıdaki okuma metninde bulunan olgular ve görüşler saptanır. İlgili çizelge okuma metninin aşağısındadır. 

OLGU NEDİR? GÖRÜŞ NEDİR?



OKUMA: Topyekun Savaş Çağı

(…)
Bu, savaş tarihinde daha önce belki de asla görülmemiş ölçüde bir katliam makinesi haline gelen “Batı Cephesi” idi. Milyonlarca adam, fareler ve bitlerle aynı hayatı yaşadıkları, kum torbalarıyla korunmuş  siperlerde karşı karşıya geldiler. … Daha sonra  uygun bir zamanda insan dalgaları hep kangallar ve dikenli tel ağlarıyla korunan siperlere tırmanıp, su dolu top mermisi çukurlarından, tahrip olmuş ağaç gövdelerinden, çamur ve terk edilmiş cesetlerden oluşan bir kaosa, “insansız bölgeye” çıkacaklar ve onları biçen makineli tüfeklere doğru ilerleyeceklerdi. Almanların 1916’da Verdun’de (şubat-temmuz) cepheyi yarmak için yaptıkları girişim, iki milyon kişinin katıldığı ve kayıpların bir milyona ulaştığı bir meydan savaşıydı. … İngilizlerin Somme üzerine yaptıkları saldırı Britanya’ya
60 000’i saldırının ilk gününde olmak üzere 420 000 ölüye mal oldu. Birinci Dünya Savaşı’nın büyük  kısmını batı cephesinde savaşarak geçiren İngiliz ve Fransızların belleğinde bu savaşın “Büyük Savaş” olarak kalması ve II.Dünya Savaşı’ndan daha korkunç ve travmatik olması şaşırtıcı değildir. Fransızlar, savaş tutsaklarını ve sakat kalanları ve şekil bozukluğuna uğrayanları da – savaştan çıkmış asker imgesinin çok canlı bir paçası haline gelen “gueules cassés” (“parçalanmış yüzler”) – hesaba katarsak, askerlik çağındaki adamlarının yaklaşık %20’sini kaybettiler. … İngilizler … Üst orta sınıflara mensup olan ve iyi ailelere mensup oldukları için örnek bir subay olmaya yazgılı genç erkekler, askerlerinin önünde savaş meydanına yürüdüler ve ilk önce onlar biçildi. 1914’te Britanya ordusunda görevli olan yirmi beş yaşın altındaki Oxford ve Cambridge öğrencilerinin dörtte biri öldürüldü (Winter 1986, s.98).
Batı cephesindeki savaşın dehşeti yarattığı sonuçlardan bile daha karanlık olacaktı. Yaşanan deneyim doğal olarak hem savaşın hem de siyasetin vahşileşmesine yardımcı oldu: eğer savaş, insan ya da diğer kayıpları hesaba katmaksızın yönetilebiliyorsa, siyaset neden aynı şekilde yönetilmesin? Birinci Dünya Savaşı’na katılan çoğu insan –büyük çoğunluğu askere alınan- bu savaştan kararlı savaş düşmanları olarak çıktı. Ne var ki böyle bir savaştan hiç itiraz etmeden geçmiş olan bu eski askerler, bu ortak ölüm ve cesaret deneyiminden, en azından kadınlara ve savaşmayanlara karşı açıkça ifade edilmeyen vahşi bir üstünlük duygusuyla çıktılar. Bunlar savaş sonrası aşırı sağın ilk saflarında yer alacaklardı. Adolf Hitler bu tür adamlardan sadece biriydi. Bu adamlar için frontsoldat (cephenin ön saflarında yer alan asker -çn.) olmak, hayatlarını biçimlendiren bir deneyimdi. Ne var ki buna gösterilen tepkinin aynı derecede olumsuz sonuçları oldu. Savaştan sonra, en azından demokratik ülkelerdeki politikacılar, seçmenleri 1914-18’deki gibi kan banyolarını artık hoşgörüyle karşılamayacaklarını açıkça anladılar. Britanya ve Fransa’nın 1918’den sonraki stratejileri, tıpkı ABD’nin Vietnam sonrası stratejisi gibi, bu düşünceyi temel alıyordu.  Kısa dönemde bu durum, Almanların 1940 yılında Batı’da yetersiz tahkimatlarının ardına sığınan ve bu tahkimatlar bir kez yarıldığında savaşma isteği duymayan bir Fransa’ya ve 1914-18 yıllarında halkının büyük bir kısmını yok eden büyük bir kara savaşına bir kez daha girmekten umutsuzca kaçınan bir Britanya’ya karşı İkinci Dünya Savaşı’nı kazanmasına yardımcı oldu.  …

(Eric Hobsbawm, Kısa 20.Yüzyıl 1914-1991, Sarmal Yayınevi, s.38-39)


“Topyekun Savaş Çağı” metninden seçilmiş olgular ve görüşler

olgular
görüşler
“Almanların 1916’da Verdun’de (şubat-temmuz) cepheyi yarmak için yaptıkları girişim, iki milyon kişinin katıldığı ve kayıpların bir milyona ulaştığı bir meydan savaşıydı.”

“…bir katliam makinesi haline gelen “Batı Cephesi” idi.
“İngilizlerin Somme üzerine yaptıkları saldırı Britanya’ya
60 000’i saldırının ilk gününde olmak üzere 420 000 ölüye mal oldu”
“Yaşanan deneyim doğal olarak hem savaşın hem de siyasetin vahşileşmesine yardımcı oldu…”
“Fransızlar, (…) askerlik çağındaki adamlarının yaklaşık %20’sini kaybettiler. …”

“1914’te Britanya ordusunda görevli olan yirmi beş yaşın altındaki Oxford ve Cambridge öğrencilerinin dörtte biri öldürüldü (Winter 1986, s.98).”


Bu boşlukları kendi saptamalarınız ile tamamlayınız
Bu boşlukları kendi saptamalarınız ile tamamlayınız










Yazarın görüşlerini destekleyen olgular var mı? Varsa kendi bulacağınız bir yöntemle ilişkiyi gösteriniz. Örneğin aynı renkle işaretleyebilirsiniz?

Yazarın görüşünü kısaca özetler misiniz?











NOT: Bu çalışmayı 20. YÜZYIL DÜNYA VE TÜRKİYE TARİHİ ÖĞRETMEN KİTABI için hazırlamıştım.

Yazar adı belirtilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.






Tablo Analizi İçin Sorular



Dilara Kahyaoğlu 2007



Bu çalışmada Osman Hamdi'nin "Haremden” (1880) tablosunun analizi yapılmaktadır. Sorular esas olarak geneldir, başka tablolara da bazı değişiklikler yapılarak uygulanabilir.
Osman Hamdi Bey, Haremden


Tablo Analizi İçin Soru Örnekleri



*Figürleri sessizce inceleyiniz (süre tanınmalı). Anatomik açıdan gerçek insan bedenine uygun mu çizilmişler? Doğal olanı mı yansıtıyorlar?



*Tabloda  yer alan nesneleri inceleyiniz. Neler? Bunların resmedilişi gerçekçi mi?



*Hangi renkler kullanılmış. Tabloya bir renk adı verecek olsaydınız hangi rengi seçerdiniz? Bu renkler sizde nasıl duygular uyandırdı?



*Kullanılan desenleri inceleyiniz. Bunlar nasıl, ne tür desenler? Betimleyiniz.



*Üslup açısından Monet veya Picasso’dan hangisine daha yakın buldunuz? Neden?



*Resimdeki kadınlar ne yapıyor?



*Kadınlar duygusal açıdan ne durumda? Neşeli, hüzünlü veya… Neden öyle hissettiniz veya düşündünüz?



*Kadınların birbirleriyle iletişimi nasıl?



*Neden dört kişiler? Bu rakamın simgesel bir anlamı var mı?



*Tablonun adı “haremden” (1880) … Bununla ne kastediliyor olabilir? Harem-i Hümayun mu? Veya?



*Simgesel anlamı olduğunu düşündüğünüz figürler veya desenler vb. var mı? Öyleyse bunlar neyi simgeliyor olabilir?



*Tabloyu Picasso’nun "Avignonlu Kızlar" tablosu ile karşılaştırınız. Picasso’nun resmi sizde ne tür duygu ve düşünceler uyandırdı? Osman Hamdi’nin tablosu sizde ne tür duygu ve düşünceler uyandırdı. Fark var mı? Varsa  neler?



*Tabloda Batı’yı çağrıştıran şeyler var mı? Tabloda Doğu’yu çağrıştıran şeyler var mı? Neden öyle düşündünüz?



*Tablonun yapıldığı dönemi düşününüz.  Tablo, dönemin özelliklerine dair ipuçları taşıyor mu? Öyleyse nasıl? 


Avignonlu Kızlar, Picasso'nun yağlıboya tablosudur. Kübizmin ve modern sanatın doğuşunu simgelemektedir.


NOT: Bu çalışmayı 20. YÜZYIL DÜNYA VE TÜRKİYE TARİHİ ÖĞRETMEN KİTABI için hazırlamıştım.

 Yazar adı belirtilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.

Çarpıtmak-Tahrifat: Eleştirel Düşünmenin Önündeki Engel

Dilara Kahyaoğlu 2007




çarpıtma, çarpıtmak


Çarpıtma: Bilinçli bir şekilde, kullanıldığı bağlamdan veya gerçek anlamından saptırmak; anakronik yaklaşmak, bazı olguları seçmek, diğerlerini görmezden gelmek, üstünü örtmek,  kavramlarla oynamak, içini boşaltmak.

Değiştirme, tahrif: Daha çok yazılı metinler üzerindeki  bir  sözcüğü veya herhangi bir “bilgi”yi fiili olarak değiştirme, yok etme;  yer değiştirme, karıştırma… Aslını fiili olarak bozma ( tahrif etmek, tahrifat).

Çarpıtma ve tahrifat  hangi yöntemlerle yapılır?

1. Alıntılanmış cümlenin “yargı” kısmı ve ekler atılmış  olabilir.

2. Bir yargı cümlesi büyük bir paragrafın veya metnin içinden cımbızla çekilip alınmış ve bağlamında koparılmış, böylelikle anlamı değiştirilmiş, bozulmuş olabilir.

3. Metnin veya paragrafın değişik yerlerinden bağlamından koparılarak alınan bir çok cümle veya sözcük;  çarpıtma yapan tarafından bambaşka bir bağlam içine yerleştirilmiş ve bir arada kullanılmış, böylelikle gerçek anlamının dışında bambaşka bir anlam verilerek bozulmuş olabilir.

4. Alıntı yapılan kısımdaki bazı sözcük, harf veya işaretler bilerek bozularak, yer değiştirilerek kullanılmış olabilir. Bu durum artık tahrif etmeye girer.

5. Bilinen olgular, genel kabul gören durumlar, görmezden gelinmiş olabilir.

6.Tarihsel olgulara anakronik yaklaşılmış olabilir. Yani meydana geldiği dönemden ve oluş koşullarından tamamen koparılarak ele alınmış, günümüzün  değer, yargı, ilke, bakış açısı vb. yüklenerek bambaşka bir anlam ve içerik kazandırılmış; yazarın tezini desteklemek amacıyla bir bulgu, veri, kanıt gibi kullanılıyor olabilir.

7.Kavramlara –çarpıtma veya tahrif etme amacıyla- bilinen anlamları dışında bambaşka bir anlam verilerek ve içi boşaltılarak; herhangi bir yazı, bir fikir eleştiriliyor olabilir. 



NOT: Bu çalışmayı 20. YÜZYIL DÜNYA VE TÜRKİYE TARİHİ ÖĞRETMEN KİTABI için hazırlamıştım.
 Yazar adı belirtilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.



Belgeleri Eleştirel Süzgeçten Geçirmek



Dilara Kahyaoğlu 2007



BİR BELGENİN ELEŞTİREL ANALİZİ İÇİN SORULAR

1.Birincil Kaynak mı? Değilse nedir?


2.Kim tarafından yazılmış?  Hangi tarihte?


3.Belgenin türü nedir?


4.YAZAR …

     *Taraflı olması için bir sebep var mı?



     *Taraflılığın açık bulguları var mı?



     *Çarpıtma var mı? Varsa açık bulguları
      neler?


     *Belge bize yazarın görüş ve düşünme
      biçimi hakkında ne diyor?


5.Bir bulgu/veri sunuyor mu? Öyleyse o bilgi/bulgu nereden gelmiş, nasıl elde edilmiş?
Yazıda bu konuda bir ipucu var mı?
Araştırsak bulabilir miyiz? nereden? Nasıl?

6.Bulgularda boşluk var mı? Varsa neler?



7.Sunduğu bulgu(lar) konusunda diğer belgelerle tutarlılık içinde mi?


8.Hangi amaçla yazılmış?


9.Okuduğunuz yazı nerede yayımlanmış?
Kaynağı ne ? (arşiv, kitap, dergi vb.)


10.Yazarın iletmeye çalıştığı ana mesaj nedir?


11.Kimler için yazılmış? Yazarın hedef kitlesi kim?


12.Belgenin/kaynağın; okuduğunuz kitaba, dergiye veya siteye vb. alınmasının sebebi ne?

13.Konu ile ilgili başka kaynaklar neler? Doğrulatmak amacıyla karşılaştırma yapma gereği var mı?

14.Belgenin hedef kitle üzerindeki etkisine dair bulgu var mı?




NOT: Bu çalışmayı 20. YÜZYIL DÜNYA VE TÜRKİYE TARİHİ ÖĞRETMEN KİTABI için hazırlamıştım.
Yazar adı belirtilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.




Karikatürleri Analiz Etmek İçin...


Dilara Kahyaoğlu 2007


karikatür için analiz çizelgesi

Dış analiz  (tahmin yürütmeyin)
İç analiz


Ne giyinmişler?



Karakterler tanıdık mı? Gerçek iseler isimleri? O tarihteki konumları


Ne yapıyorlar?



Hangi tarihte yayımlanmış? Kim çizmiş? Onun hakkında ne biliyoruz?

Karakterler gerçekçi mi, abartılı mı çizilmiş?




Hangi olay ya da konuya değiniliyor?

Abartılı ise hangi açılardan?



O olay, konu ve/veya karikatürdekiler hakkında  ne biliyoruz?


Karikatürdeki bütün nesneleri betimleyin.



Başlık var mı? Varsa ne demek istiyor? Mizahi veya ironik mi? Öyleyse hangi açıdan?

Nesneler gerçekçi mi abartılı mı çizilmiş?


Semboller var mı?
Semboller olumlu mu olumsuz mu?


Abartılı ise nasıl? Betimleyin.



Karakterler olumlu mu? Olumsuz mu çizilmiş?

Odak noktası ne(ler) veya  kim(ler)?


Karikatüristin tutumu nedir? Olumlu, olumsuz, övücü veya eleştirici mi ?


Odağın arka planında neler var? Betimleyin.


Varılan sonuçlar hangi tarihsel kaynaklardan kontrol edilebilir?

Odağın  sağında, solunda neler var? Betimleyin.
Karikatürün amacı/mesajı ne? Amaca ulaşmakta ne kadar etkili?


Tam olarak ne görüyorsunuz, onu betimleyin.
Karikatür, ele alınan olay, konu ve kişilere yönelik yorumunuzu etkiledi mi?

Bir Öykü Yaratmak

Dilara Kahyaoğlu 2007



Bu çalışmada “gömleğin ezgisi” isimli şiir kullanılmış, şiiri aşağıdaki sorularla analiz edip, sonradan herkesin kendi edinimlerine göre konuyla ilgili bir öykü yaratması istenmiştir. Şiir aşağıdadır. 
 

BİR ÖYKÜ YARATMAK

1. Şiir hangi yıl ve kim tarafından yazılmıştır? Araştırınız.

2. Şair hakkında bilgimiz var mı? Bilgimiz yoksa, onunla ilgili en çabuk nereden bilgi edinebiliriz? Araştırıp, bilgi edininiz (bunu öğretmen de yapabilir).

3. Şiirdeki kadının öne çıkan özellikleri nelerdir? Şiirden kadının karakteristik özelliğini çıkartabiliyor muyuz veya sezebiliyor muyuz?

(Not: Karakteristik özellik, bir nesneye ya da insana özgü olan, onu diğer nesne veya insanlardan ayıran  niteliğidir,  tipik olandır. Kavramlar da karakteristik özelliğe sahiptir.
19.yüzyılda meydana  gelen toplumsal dönüşümün en  karakteristik özelliği nedir? )

4. Şiirin yazıldığı dönem hakkında ne biliyoruz?
(sayfa 43’te yer alan zamandizinin incelenmesi ve/veya araştırma önerilir).

5. O dönemde kadın ve çocuk işçiler nasıl yaşarlardı? Evleri nasıldı? Ne giyinirler ne yerlerdi? Bunları yansıtan fotoğraflar gördünüz mü? Araştırmak isteseniz nerelere başvururdunuz? Bulunuz, paylaşalım (bunu öğretmen de bulup, sınıfa getirebilir).

6. Şimdi bu bilgileri  öykünüzde kullanacaksınız ama bu gerçekten bir öykü olmalı. Yani:İçinde ana karakter yanında başka karakterler de (veya tipler) yaratabilirsiniz.Öykü giriş, gelişme, sonuç bölümü olan, bir olay örgüsüne sahip klasik biçimde bir öykü olabileceği  gibi, daha farklı biçimler de denenebilir.


temel kural:
Alt yapı bellidir, yani “19.yüzyılın siyasi ekonomik ve toplumsal yapısı”...  

Yazınızda söz konusu dönemle ilgili verileri, saptamaları kullanmalısınız, uyarısı verilebilir.



Gömleğin Ezgisi

Bir kadın oturur paçavralar içinde,
kadınlıktan çıkmış bir kadın,
parmaklar nasırlı ve yorgun,
göz kapakları kızarık ve ağır,
iğne iplik gider gelir, gider gelir, gider gelir,
dik babam dik, dik babam dik!
bir kadın, aç, yoksul, bir deri bir kemik,
gömleğin ezgisini çığırır,
gömleğin ezgisini, acı acı.

Dik babam dik, dik babam dik, dik babam dik!
uzaklardan horoz sesleri gelene dek!
dik babam dik, dik babam dik, dik babam dik !
yıldızlar damlardan sızana dek!
buysa eğer Hristiyanca çalışmak,
yoktur kadının bir ruhu kurtarılacak,
daha iyidir be, barbar Türk'e köle olmak!

(...)

Hey erkekler, erkekler,
sizinde sevgili bacılarınız var,
hey erkekler, erkekler,
anacıklarınız, karıcıklarınız var sizin de!
keten bezi değil bu eskittiğiniz, erkekler,
bu eskittiğiniz insanoğlunun hayatı be!
çift iplikle yaparım işimi ben,
aç yoksul, bir deri bir kemik,
bir anda hem gömlek dikerim, hem kefen !

(...)

Dik babam dik, dik babam dik, dik babam dik !
hiç eksilmez gücüm benim.
ama elime geçen ne?
bir ot yatak,
bir kabuk ekmek,
bir de şu paçavralar,
bir tavan delik deşik,
bir döşeme çırılçıplak,
bir masa, bir kırık sandalye,
ve bomboş bir duvar.
bereket gölgemi görürüm o duvarda arada bir.

THOMAS HOOD 1843 
http://erkeklermatinesi.blogspot.com.tr/2006/08/gmlein-ezgisi.html