3 Haziran 2023 Cumartesi

Irkçılık, Ayrımcılık ve Kültürlerarası etkileşimlerin artırılması konusunda öğrencilerin düşüncelerine yönelik bir anket

 DK


Irkçılık, Ayrımcılık ve Kültürlerarası etkileşimlerin artırılması konusunda öğrencilerin düşüncelerine yönelik bir anket hazırlanabilir.


  1. Farklı kültürlerin bir arada yaşaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

    a. Kesinlikle doğru bir yaklaşım

    b. Genellikle doğru bir yaklaşım

    c. Ne doğru ne yanlış bir yaklaşım

    d. Genellikle yanlış bir yaklaşım

  2. Ayrımcılık ve ırkçılık hakkında ne düşünüyorsunuz?

    a. Kesinlikle kabul edilemez

    b. Genellikle kabul edilemez

    c. Ne kabul edilebilir ne de edilemez

    d. Tamamen kabul edilebilir

  3. Daha önce ayrımcılık veya ırkçılığa tanık oldunuz mu? Eğer evetse, ne oldu?

    a. Evet, şiddet içeren bir olay yaşandı (anlatın/yazın ...)

    b. Evet, sözlü olarak ayrımcılık veya ırkçılık yaşandı (anlatın/yazın...)

    c. Hayır, hiç tanık olmadım

    d. Biraz tanık oldum ama ne olduğunu hatırlamıyorum

  4. Ayrımcılık ve ırkçılık hakkında en çok hangi kaynaklardan/nereden bilgi ediniyorsunuz?

    a. Okul ve eğitim programlarından

    b. Sosyal medya ve internetten

    c. Ailemden ve arkadaşlarımdan

    d. Hiçbir şekilde bilgi edinmiyorum

Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadelede Öğrencilere Sorulabilecek Örnek Sorular

 DK



Sorular açık uçludur. Ve soruların gerekçesi de belirtilmiştir. Bu örneklerden yola çıkarak başka sorular da üretilebilir. 



Açık Uçlu Sorular ve Gerekçesi


1. Ayrımcılık ve ırkçılık hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu soru, öğrencilerin ayrımcılık ve ırkçılık hakkındaki düşüncelerini öğrenmek için kullanılabilir.


2. Daha önce ayrımcılık veya ırkçılığa tanık oldunuz mu? Eğer evetse, ne oldu?

Bu soru, öğrencilerin ayrımcılık veya ırkçılığa tanık olup olmadıklarını ve eğer tanık oldularsa, bu durumla nasıl başa çıktıklarını öğrenmek için kullanılabilir. Bu soru, öğrencilerin ayrımcılık ve ırkçılık konusunda ne kadar deneyimli olduklarını anlamak için de kullanılabilir.


3. Ayrımcılık ve ırkçılık hakkında nasıl bilgi ediniyorsunuz?

Bu soru, öğrencilerin ayrımcılık ve ırkçılık hakkında bilgi edinme yöntemlerini öğrenmek için kullanılabilir. Öğrenciler, bu soruya cevap verirken, ayrımcılık ve ırkçılık hakkında nereden bilgi aldıklarını ve bu konular hakkında ne kadar bilgi sahibi olduklarını ifade edebilirler.


4. Ayrımcılık ve ırkçılık hakkında konuşmak size rahatsızlık veriyor mu? Neden?

Bu soru, öğrencilerin ayrımcılık ve ırkçılık konusunda nasıl hissettiklerini anlamak için kullanılabilir. Öğrenciler, bu soruya cevap verirken, ayrımcılık ve ırkçılık hakkında konuşmanın kendilerine ne kadar rahatsızlık verdiğini ve nedenini de ifade edebilirler.


5. Ayrımcılık ve ırkçılık konusunda sizce toplum ne yapabilir?

Bu soru, öğrencilerin ayrımcılık ve ırkçılık konusunda toplumun ne yapabileceği hakkındaki görüşlerini öğrenmek için kullanılabilir.

2 Haziran 2023 Cuma

Okullarda Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücadele ve Kültürlerarası Etkileşim

Dilara Kahyaoğlu


Öğretmenler, öğrencilerin ırkçılık ve ayrımcılık hakkında farkındalığını artırmak için pek çok farklı çalışma yapabilirler. Aşağıda öneriler ve bazı alıştırma fikirleri yer almaktadır:

Stereotipler ve önyargılar: Öğrencilerin stereotipler ve önyargılar hakkında yeterli bilgi sahibi olmaları ve bunları nasıl tanıyabilecekleri konusunda eğitim almaları gerekmektedir. Öğretmenler, öğrencilerle birlikte bu konuları tartışabilirler veya öğrencilerin bu konuda araştırma yapmalarını sağlayabilirler.

Empati: Öğrencilerin diğer insanların perspektifinden bakabilmeleri için empati kurma becerilerini geliştirmeleri önemlidir. Öğretmenler, öğrencilerle birlikte empati alıştırmaları yapabilir (ör. rol yapma) veya öğrencilerin birbirlerinin gözünden dünyayı görmelerine olanak sağlayacak diyaloglar kurmalarını teşvik edebilirler.

Rol oynama: Öğrencilerin farklı kültürlerden gelen insanların rolünü oynayarak farklı kültürleri ve bu kültürlerin değerlerini daha iyi anlamalarını sağlayabilir.

Medya analizi: Öğrencilerin medyadan gelen mesajları nasıl yorumladıklarını anlamaları ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Öğretmenler, öğrencilerle birlikte medya analizi alıştırmaları yapabilir veya öğrencilerin medyadan gelen mesajları eleştirel bir gözle incelemelerini sağlayabilirler.

İnsan hakları: Öğrencilerin insan hakları hakkında bilgi sahibi olmaları ve bu hakların korunması için neler yapabileceklerini öğrenmeleri önemlidir. Öğretmenler, öğrencilerle birlikte insan hakları konusunda tartışmalar yapabilir veya öğrencilerin insan haklarına ilişkin projeler geliştirmelerini sağlayabilirler.

Farklılıkları kutlama: Öğrencilerin farklılıklarını kutlamaları ve bu farklılıkları bir zenginlik olarak görmeleri için aktiviteler düzenlenebilir. Örneğin, öğrencilerin farklı kültürlerden gelen müzikleri dinleyebilecekleri bir müzik festivali düzenlenebilir.

1 Haziran 2023 Perşembe

Türkiye küresel bir trende işaret ediyor: Özgür ve adaletsiz seçimler



Fareed Zakaria



[Yazar bu yazıyı 14 Mayıs seçimlerinden sonra yazmıştır. Yazıyı Google yardımı ile ben çevirdim. DK]

Birçoğumuz, muhalefetin kesin zaferinin dünya çapında liberal olmayan demokrasiye yönelik eğilimden bir kopuşu işaretleyebileceğine inanarak, Türkiye'deki son genel seçimler için büyük umutlar besliyorduk. Ama belki de hepimiz yanlış yönlendirildik, özgür seçimlerin cazibesine kapıldık ve nihayetinde halkın iradesine güvendik. Aslında, geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'de yaşananlar, liberal olmayan demokrasinin yükselişindeki en son ve en rahatsız edici eğilimin altını çiziyor.

Görevdeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden seçilmeyi kesin olarak kazanamasa da, sonuçlar yine de onun için bir nevi zafer oldu. Anketlerin öngördüğünden daha iyi performans gösterdi ve ana rakibinin çok önünde çıktı, bu da onu 28 Mayıs'ta yapılması planlanan ikinci tur seçimleri kazanma olasılığının yüksek olmasına neden oldu . Oylama ayrıca, hükumetin sefil bir performans sergilediği bir depremden sadece aylar sonra gerçekleşti.

Yine de, bu seçimlerin arka planını düşünün. Erdoğan, karizması ve belagati olmayan renksiz bir bürokrat olan muhalefet adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşıydı. Ancak muhalefetin çok az seçeneği vardı. Başkan, belki de en güçlü potansiyel rakibi olan ve galibiyet serisi yakalayan Kılıçdaroğlu ile aynı partiden karizmatik bir siyasetçi olan Ekrem İmamoğlu'nu sahadan çoktan elemişti. 2019'da İmamoğlu, Erdoğan'ın kendi iktidar yolu olan çok önemli bir konum olan İstanbul belediye başkanlığı seçimini kolayca kazandı. Ancak Erdoğan'ın partisi en temelsiz gerekçelerle yolsuzluk iddiasında bulundu ve seçim kurulu yeni bir tur oylama emri verdi. İmamoğlu ikinci seçimi daha büyük bir farkla kazandı. İmamoğlu daha sonra olayla ilgili olarak kamu görevlilerine hakaret etmekle suçlandı ve iktidar partisi yandaşlarıyla dolu olduğu yaygın olarak tanımlanan bir yargı tarafından yargılandı. Nitekim geçen Aralık ayında bir mahkeme İmamoğlu'nu siyasetten men etti ve yaklaşık üç yıl hapis cezasına çarptırdı. Karar temyiz aşamasında. Ancak bu arada İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığına aday olması engellendi.

5 Temmuz 2021 Pazartesi

Milgram Deneyi: İtaati Ölçmek

Altmışların başında Stanley Milgram yerel bir gazeteye Yale Üniversitesi’nde yapılacak bir deney için denek ilanı verdi. Cüzi bir ücret (4 dolar) öneriyor olmasına rağmen, postacılar, öğretmenler, satış temsilcileri gibi farklı mesleklerden yüzlerce kişi buldu. Laboratuvara geldiklerinde deneklere cezanın öğrenme üzerindeki etkilerini inceleyen bir araştırmaya katılacakları söylendi. Her deneğe bir işbirlikçi denek takdim edildi ve ikisinden birinin diğerine basit bir görev öğreteceği söylendi.

Denek ve işbirlikçi, kimin öğretmen kimin öğrenci olacağını belirlemek üzere içinde iki kâğıt bulunan bir kutudan kura çektiler. Deneyci, sosyal psikologların nişanı sayılan hilelerden birine başvurarak iki kâğıda da “öğretmen” yazmıştı; böylece denekler, öğretmen seçilmelerinin rastgele gerçekleştiğini düşündüler. Öğrencinin görevi bir sözcüğü başka bir sözcükle eşleştirmeyi öğrenmekti; örneğin “mavi” sözcüğünü görünce “kutu” demeyi öğrenmesi gerekecekti. Öğretmen, önce “mavi” sözcüğünü, ardından da “gökyüzü, mürekkep, kutu, lamba” gibi dört sözcüğü okuyacak, öğrenci –yani işbirlikçi– de hangisinin doğru olduğunu belirtmek üzere dört düğmeden birine basacaktı. Haliyle öğrenilecek pek çok sözcük çifti vardı.

Öğretmen öğrenciyle aynı yerde değil, yan taraftaki bir odada bulunuyordu, ancak dört ışıktan hangisinin yandığını görüyor ve böylece öğrencinin doğru cevap verip vermediğini anlayabiliyordu. Başlamadan önce, öğrenci öğretmenin gözleri önünde kayışla sandalyeye bağlanıyordu. Deneyci, bu işlemin elektrik şoku verilirken öğrencinin çok hareket etmesini önlemek için yapıldığını söylüyor ve “Şoklar, inanılmaz acı verici olabilseler de kalıcı doku hasarına yol açmıyorlar,” diye ekliyordu. Öğretmenin odasında, üzerlerinde 15’ten 450’ye kadar çeşitli voltaj seviyeleri yazılı düğmeler bulunan bir şok jeneratörü vardı. Ayrıca, düğmelerin altında, “Hafif Şok”, “Kuvvetli Şok”, “Tehlike: Ağır Şok” gibi şok yoğunluğuna dair ifadeler bulunuyordu. Düğmelerden birine basıldığında bir zil sesi duyuluyordu. Deneğe, öğrenci her hata yaptığında şok vermesi gerektiği söylenmişti; öğrenci hata yapmaya devam ederse sonraki her hatada şok seviyesi bir birim artırılacaktı. Denek, şok seviyesini artırmakta tereddüt ederse, deneyci, “Deney için devam etmeniz gerekiyor,” ya da “Başka seçeneğiniz yok, devam etmek zorundasınız,” gibi cümleler kullanarak deneği devam etmeye zorluyordu.

20 Ağustos 2019 Salı

Hak Nedir? Hakların Ayrımı Nasıl Yapılır?

..
Hakların Sınıflandırılması

Hak kavramı, özel hukuk alanının temel kavramıdır. Hakkı çeşitli şekillerde tanıma tâbi tutmak mümkündür. Hak esasen, hukuk düzeni tarafından kişilere tanınmış olan yetkileri ifade eder. Bir başka tanımla da hak, “hukuk tarafından tanınan, yararlanılması hak sahibinin iradesine bırakılan ve korunmasını isteme hususunda bireyin yetkili sayıldığı menfaatlerdir.”

Sözlük anlamına bakıldığında hakkın hukuk sözcüğünün tekili olarak ifade edildiği görülmektedir. Ancak sıklıkla çeşitli haklardan, örneğin alacak hakkından, ortaklık hakkından, mülkiyet hakkından, sınırlı ayni haklardan, marka, patent haklarından, telif hakkından, kişilik haklarından bahsedilir. Bu örneklerde hak kavramı tamamen başka bir anlam taşımaktadır. Hukukun, toplum yaşamını düzenleyen ve devlet gücü ile yerine getirilen, hukuki yaptırımla kuvvetlendirilmiş olan kuralların bütününü ifade eden haline öğretide objektif hukuk denilmektedir. Objektif hukukun kişilere bahşettiği yetkileri ifade eden kısmı ise, subjektif hukuk olarak adlandırılmaktadır. İşte öğretide objektif hukuk sadece hukuk sözcüğü ile ifade edilirken, subjektif hukuk için ise hak sözcüğü kullanılmaktadır. Yukarıdaki örneklerde geçen hak kavramı da esasen subjektif hukukun kapsamına girmekte olup, kısaca hak kavramı ile ifade edilmektedir.

Hakkı, “hukuk tarafından kişilere tanınmış yetkiler ve yüklenen yükümlülükler” şeklinde tanımlamak da mümkündür. Birbirinden farklı gibi duran “hukuk” ve “hak” kavramları, her olayda ayrı ve başka açılardan ele alınabilecekleri halde, aralarında nitelikleri bakımından bir fark bulunmamaktadır. Aralarındaki bağlantı açısından, daima hukuk tarafından benimsenmiş olan bir haktan bahsedilebileceği unutulmamalıdır. Gerçekten her hak daima bir hukuk kuralına dayanır. Bu hukuk kuralının, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik gibi bir yazılı kural yahut örf ve âdet hukuku gibi yazılı olmayan bir kural olması önem arz etmez. Bu nedenle hukuk kurallarının korumadığı bir hareket tarzının, bir menfaatin, bahşetmediği bir yetkinin hak olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.

Her hakkın varlığı o hakkın sahibinin varlığına da işaret eder. Hukukta hak sahibi olan varlıklara kişi (şahıs) denilmektedir.

Hak kavramı hukuki ilişkinin özünü teşkil etmektedir. Bazen yetki sözcüğü ile de ifade edilen hakkın niteliğinin ne olduğu hakkında hukukçular arasında öteden beri tartışma mevcuttur. Bu hususta ileri sürülen birçok kuramdan önemli olanlarını, bu kitabın kapsamı nedeniyle sadece saymakla yetineceğiz: Bu kuramlar, İrade Kuramı, Menfaat Kuramı ve Karma Kuram dır.


HAKLARIN AYRIMI 
Hukuk kurallarının düzenlemekte olduğu ilişkiler çok çeşitli ve birbirinden farklıdır. Bu nedenle hukuk kurallarının tanıdığı yetkiler olarak nitelendirilen haklar da özleri itibarıyla birbirinden farklı ve çeşitlidir. Bununla birlikte hakları çeşitli ölçütlere göre sınıflandırmak mümkündür:

Kamu Hakları – Özel Haklar Ayırımı
Haklar doğdukları hukuk kuralının niteliğine göre Kamu Hakları, Özel Haklar olmak üzere iki alt gruba

Kamu hakları kamu hukukundan doğan, vatandaşların devlete karşı sahip olduğu hakları ifade eder. Diğer bir ifadesiyle, kamu hakları, kişiler ile devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarından doğan haklardır. Bu haklara örnek olarak kişisel özgürlükler, seçme hakkı, seçilme hakkı, eğitim ve öğretim hakkı, çalışma hakkı, dilekçe hakkı gibi haklar sayılabilir.

Kamu hakları kendi içinde genel nitelikli kamu hakları ve özel nitelikli kamu hakları olmak üzere üzere iki alt dala ayrılır.

Özel haklar ise, özel hukuk tarafından hak süjesine tanınan hukuki yetkilerdir. Diğer ifadesiyle özel haklar, kişiler ile kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen özel hukuk kurallarından doğan haklardır. Bunlar medeni haklar olarak da nitelendirilmektedir. Bu haklara örnek olarak mülkiyet hakkı, sınırlı ayni haklar, alacak hakkı, fikri mülkiyet hakları, kişilik hakları sayılabilir. Özel haklar mahiyetlerine (niteliklerine), konularına, kullanılmalarına, devredilebilmelerine ve amaçlarına göre çeşitli ayırımlara tâbi tutulmaktadırlar.

Kamu Hakları ile Özel Haklar Arasındaki Farklar
Kamu hakları ile özel haklar arasında çeşitli farklar bulunmaktadır. Bunlar arasındaki en önemli fark bu haklardan yararlanmada ortaya çıkmaktadır.

Özel haklardan herkesin yararlanması mümkün iken, kamu haklarından ancak vatandaş olanlar yaralanabilir. Diğer bir ifade ile özel haklardan yararlanabilmek için Türk vatandaşı olma zorunluluğu bulunmadığı halde kamu haklarından yararlanabilmek için bu şarttır.

Ayrıca, özel haklardan yararlanmada vatandaşlar arasında yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi vb. hususlarda eşitlik ilkesi geçerlidir. Ancak kamu haklarından yararlanmada böyle bir eşitlik mevcut değildir. Örneğin Anayasa’nın 67. maddesinin üçüncü fıkrasına göre ancak on sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halk oylamasına katılma haklarına sahiptir. Yine Anayasa’nın 76. maddesine göre her Türk ancak yirmi beş yaşını doldurmak kaydıyla milletvekili seçilmek hakkından yararlanabilir.


Hukukun Temel Kavramları, Korkut Özkorkut, Açık Öğretim Fakültesi Yayınları, s. 106-108, 2013/2, Eskişehir

27 Mart 2019 Çarşamba

Anayasa nedir? Anayasacılık nedir?



Türkçede “anayasa” olarak kullandığımız sözcük kavramsal kökenini Latince “kurmak” ya da “kuruluş” anlamına gelen sözcüklerde bulur (“constituo” ve “constitutio”). Bununla birlikte dünyada ilk kez ve yazılı tek bir metinde modern devletin erklerinin (yasama-yürütme-yargı) düzenlenmesi ve insan haklarının devlete karşı korunması anlayışına karşılık gelen “anayasa”lar 18. yüzyılda ortaya çıkmıştır.

Öncü anayasal metinlerden olan Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi (1789), “insan haklarının güvence altına alınmadığı ve erkler ayrılığının sağlanmadığı düzenlerde anayasa yoktur” derken, “anayasa”ya özgül bir anlam yüklemektedir: “Siyasal iktidarın sınırlanması”. Tam da bu yaklaşım sıklıkla kullanılan bir ayrımı ortaya çıkardı: Anayasalı devlet ile anayasal devlet. Her devletin bir anayasası olabilir. Ancak yazılı tek bir metinden oluşan ya da siyasal uygulama ve yapılageliş kurallarına dayalı teamüli bir anayasaya sahip olmak, “anayasal devlet” olmak anlamına gelmemektedir. Anayasallık, devlete, ancak iktidarı sınırlandığı zaman yüklenen bir sıfattır.