24 Kasım 2015 Salı

Kurallar ve Kuralsızlık


Dilara Kahyaoğlu- 1998...

Kurallar ve Kuralsızlık


amaçlar;     *kuralların toplumsal yaşamın bir parçası olduğunu fark etme
                     *kuralların nedenleri konusunda düşünme ve sorgulama
                       yetisini geliştirme
                     *sosyal yaşam kuralları ile hukuk kurallarını ayırt etme
                     *kuralların değişebileceğini  fark etme, nedenleri üzerinde                      
                       düşünebilme ve sorgulama yetisini geliştirme ve bunu
                       günlük yaşantısında da uygulama becerisini kazanma

öğretim etkinlikleri;

1-Öğretmen, küçük gruplar oluşturarak ekte verilmiş olan  öyküyü grupların tamamlamasını ister, daha sonra sözcüler kendi gruplarının tamamlanmış öykülerini okurlar. Sınıf panolarına tamamladıkları öykülerini asarlar.

2-Öğretmen tartışma yöntemi ile aşağıdaki soruları  sırasıyla öğrencilere sorar ve sonuca ulaşır.

a)Kuralsız bir dünya olabilir mi?

ulaşılacak sonuç; İnsanlar tek başlarına yaşamadıkları için (toplumsal bir varlık oldukları için) ister istemez en eski çağlardan beri belli kurallar geliştirmişlerdir. İnsan hayatında kurallar olmasaydı diye bir şey düşünmek bile saçmadır, aslında bütün canlılar aleminde hatta cansız doğada bile kurallar vardır.

b)*Hayvanlar aleminden bir iki kural örneği öğrenciler söyler.
      (karıncalar, arılar, aslanlar, kurtlar, vb.)

    *Evrenden ve doğadan bir kaç kural örneğini çocuklar söylerler
       (yerçekimi yasası, doğum, ölüm, büyüme, beslenme, suyun buharlaşması,
       suyun kaldırma gücü vb.)    

Öğretmen burada doğa ve evren kurallarına doğa yasası, fizik yasası  denildiğini hatırlatır.

amaç; insanın kendi istemi  dışında var olan kurallara doğa yasası veya kanun  denildiğini, insan ilişkilerinden doğan ve insanların koyduğu kurallara  sosyal kurallar denildiğini (öncelikle onlara buldurarak) fark etmelerini sağlamaktır.

c)Öğretmen sosyal davranış kurallarına bir, iki örnek verip, diğerlerini sınıfın bulmasını ister ve gelen  fikirleri tahtaya yazar.
örnekler:
*Okulda uyduğumuz kurallar var, örneğin söz istemek için parmağımızı
  kaldırırız.
*Yolda yürürken yerlere çöp atmayız.
*Evde belli bir yemek saati varsa ona uyarız, belli bir saatte yatarız.
*Bayramlarda aile büyüklerini ziyaret ederiz.
*Çevremizdeki insanların önemli günlerini kutlarız, hediye alırız  vb.

hedef; öğretmen buradaki kuralların toplumdan topluma değişebileceğini bu tip kurallara “gelenek ve görenek “ dendiğini hatırlatır.
Gelenek ve göreneklere uymayanlara çevreden baskı gelip gelmediği  yani bir yaptırım uygulanıp uygulanmadığı konusunu, bu tartışma esnasında öğrencilere sorular sorarak, tartışmayı yönlendirerek buldurtur.

d)Öğretmen, yukarıda sözü edilen kuralların yazılı bir yasa olmadığını, hatta her ailede, her şehirde bile bu kuralların değişebileceğini söyler ve daha sonra hukuk kurallarının sosyal davranış kurallarından farkını sorar, kendisi bir  iki örnek verir, öğrencilerin tamamlamasını ister.

örnekler;
** yasalarımıza göre adam öldürmek suçtur ve bu suçu işleyen mahkeme tarafından ağır cezalara çarptırılır.
**yasalarımıza göre evlenme resmi nikah ile yapılır, yani bu evlilikten devletin haberi olması gerekir ve bu evlilik kayıtlara geçer.
**yine yasalarımıza göre herkes düşünme ve düşündüğünü yayma hakkına sahiptir.

öğretmen, tartışma yöntemi ile öğrencilerden gelen fikirleri tahtaya yazar.

amaç; hukuk kurallarının yazılı ve tüm vatandaşların uyması gereken her yerde eşit bir şekilde uygulanması gereken kurallar olduğunu vurgulamaktır. “bu yasalara uymayanlara devlet tarafından yaptırım yani ceza verilir”  sonucunu çıkarmalarını sağlamaktır.


3-öğretmen; gerek hukuk kuralları, gerekse gelenek ve görenekler zamanla değişir mi? sorusunu tartışmaya açar.

amaç; kuralların zaman içinde değiştiğini ve gelişen toplum hayatı ile birlikte bazı kuralların eskidiği ve yerlerini yeni  kuralların aldığı  noktasında öğrencinin düşünmesini sağlamaktır.
Aynı zamanda, var olan kuralların aynen kalması gerektiği inancını yerleştirmek yerine, iyileştirmek, daha iyi kurallar bulmak gereğini ve bu değişimi gerçekleştirebilmek için de mücadele etmek, var olanı sorgulama yetilerini  geliştirmelerini  beklemektir.

4-Öğretmen  dersin sonunda hangi yeni kavramları öğrendiklerini öğrencilere sorar, bir tanesini örnek verir.

Beklenenler;
“kural, kuralsızlık, insan toplumsal bir varlıktır, hukuk kuralları, doğa yasası,  sosyal davranış kuralları, gelenek ve görenek, gelenek ve göreneklerin toplumlara hatta gruplara özgü olduğu ilkesi, yaptırım, kuralların değişebileceği ilkesi”dir.

5-ödev; gelecek konu aile konusu olduğu için hem “kurallar konusunu” irdelemek hem de aile konusuna bir giriş yapmak amacı ile aşağıdaki ödev verilebilir.

“Ailenizde uymak zorunda olduğunuz kurallar nelerdir. bunlardan hoşlanmadıklarınız var mı, neden hoşlanmıyorsunuz, bu konularda nasıl değişiklikler isterdiniz”.



 (Aşağıda yer  alan tamamlanmamış öykü W. Golding’in, Sineklerin Tanrısı isimli romanından esinlenerek hazırlanmıştır. Buna benzer bir diğer roman da  Jules Verne’nin iki yıllık Okul Tatili’dir.)


ÖZGÜRÜZ!
Deniz yolculuğuna başlamalarının üçüncü günüydü ve büyük okyanusta suları yararak ilerleyen “Mavidüş Okulu Tatil Gemisi” hayatlarının en mutlu tatilini yapmaya  hazırlanan  öğrenci ve öğretmenlerle doluydu. Geceyarısı  birden korkunç bir sallanma ve kulakları yırtarcasına patlayan dalgaların sesi ile  yataklarından fırladılar. Gemide  büyük bir kargaşa vardı, gemi batmak üzereydi. öğretmenler ve görevliler çocukları tahliye sandallarına bindirmek için çırpınıyorlardı.
Ömer, Hasan, Ayşe, Hande, Tarık, Sinem ve diğerleri korkuyla bir sandala doluştular, ama öyle büyük kargaşa vardı ki büyüklerden hiç kimse o sandala çocuklardan önce binmeyi  akıl edememişti. Coğrafya öğretmenleri Ahmet Bey ile, yönetici Hüseyin Bey sandala binmeye çalışıyordu ki birden gelen büyük bir dalga halatı  kopardı ve sandalı denizde sürüklemeye başladı. Çocukların ve büyüklerin karşılıklı feryatları  korkunç dalgaların içinde eridi gitti.

Çocuklar uzun müddet denizde sürüklendiler ne kadar zaman geçtiğini artık hiç birisi anlayamıyordu. Sonuçta Mert’in sesi ile umutlandılar.
Ömer; “ileride bir ada var, üstelik deniz bizi oraya sürüklüyor, kurtulacağız” diye bağırıyordu.

Ömer hepsinden büyüktü, ayrıca  bütün öğrenciler onu çok sever ve güvenirlerdi.
Nihayet adaya sağ salim çıkmışlardı. Ada yaşamaları için çok uygundu.
Adada keşif yaptılar ve barınacakları yerleri ayarladılar.
Akşamleyin yaktıkları ateşin başında toplanmış, başlarından geçenleri ve bundan sonra ne olacağını tartışıyorlardı ki;

Tarık; “Arkadaşlar neden buradan nasıl kurtulacağımızı tartışıp duruyoruz, burada, bize ne yapacağımızı hatırlatan ne anne ve babalarımız ne de öğretmenlerimiz var, bu adada  özgür olacağız, hiç bir kural olmayacak, gelin burada kalalım, kurtuluş yollarını da düşünmeyelim, hayal ettiğimiz kuralsız bir dünyayı burada yaratalım” deyince,  Ömer hariç hepsi bu fikri benimsediler.
“Artık kurallar yok, özgürüz, özgürüz! ” çığlıkları gecenin sessizliğinde kayalara çarpıp, yankılanarak tüm adayı kaplayınca,  Ömer gülümseyerek  yerine oturdu ve hiç müdahale etmemeye ama  olacakları  gözlemeye karar verdi.                                                                                                                           
(Dilara Kahyaoğlu)
  
YÖNERGE: Lütfen, öyküyü grup içinde tartışarak, öykünün devamını siz yazınız.


Bu çalışma yazar adı belirtilmeden kullanılamaz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder