Dilara Kahyaoğlu 1998...
DEMOKRASİ
Yunanca, DEMOS= HALK; KRATOS=İKTİDAR sözcüklerinin birleşiminden oluşur. Genel
anlamı ile halk iktidarı demektir.
Halkın bu işi nasıl üstleneceği, uygulamanın nasıl
yapılacağı yıllardan beri tartışıla
gelmektedir ve bu konuya verilen yanıtlar ile uygulamalar birbirinden epeyce farklıklılar
göstermektedir.
Örneğim “cumhuriyet” dediğimiz yönetim şekli demokrasinin temsili olarak
uygulanmasıdır.
Çağdaş kullanımda
terimin bir kaç farklı anlamı vardır.
*Doğrudan
demokrasi; Bütün yurttaşlar yönetime
katılır. Atina şehrindeki uygulama buna iyi bir örnek
*Temsili
demokrasi; Halkın seçilen kişiler aracılığı ile yönetime katılması
*Liberal
ya da anayasal demokrasi; Çoğunluk
iktidarı belirli anayasal kısıtlamalar içinde uygulanır.
*Toplumsal
ya da ekonomik demokrasi; Özel mülkiyetin eşitsiz dağılımından doğan farklılıklar en
aza indirgenmeye çalışılır.
A) DEMOKRASİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ
1- YUNAN DEMOKRASİSİ
İlk Demokrasi uygulamaları eski Yunan şehir
devletinde (Polislerde) görüldü. Burada
yurttaş olarak kabul edilen kişiler,
yönetime doğrudan katılırdı, GÜÇLER AYRILIĞI ilkesi yoktu. Kadınlar, köleler ve
yabancılar yurttaş olarak kabul edilmezdi. Ayrıca kent nüfusunun 10 000’i
aşmaması doğrudan demokrasiye imkan
vermiştir.
Yunan demokrasisi köleli demokrasi olarak ta
isimlendirilmişti çünkü köleler sayesinde, efendileri olan yurttaşlar boş zaman
bularak yönetim işi ile ilgilenebilmişlerdir. Yine de polislerin sürekli bu
yönetim tarzı ile yönetildikleri doğru değildir. Arada bir çok rejimi
denemişlerdir. Demokrasinin en önemli temsilcisi Atina şehri olmuştur.
Sparta’nın önderlik ettiği bazı şehir
devletleri ise Krallık ile yönetilirdi.
Kısa ömürlü Yunan demokrasisinin çağdaş demokrasilere
etkisi önemsizdir, çünkü arada 2000 yıllık bir süre vardır.
(Bu konu tartışılabilir)
2- ÇAĞDAŞ
DEMOKRASİ
Çağdaş demokrasi anlayışı büyük ölçüde Ortaçağ Avrupa’sının düşünce ve kurumlarınca biçimlendirildi. Bunların
en önemlilerinden biri tanrısal, doğal
ve geleneksel hukukun, iktidarın
kullanımını sınırlandırdığı yolundaki görüştür. Bir başkası ise vergi koyma hakkı da içinde olmak üzere hükümdarların farklı zümre ya da
gruplara danışarak politikalarına onay sağlamaya çalışmalarıydı.
Bu zümre ya da grup
çıkarlarının temsilcilerinin bir
araya gelmeleriyle çağdaş parlamentoların ve yasama meclislerinin temeli
atıldı. Köklü düşünsel ve toplumsal gelişmeler özellikle Aydınlanma, Amerikan Bağımsızlık Savaşı
ve Fransız Devrimi sırasında doğan hak
ve eşitlik kavramları bu meclislerin
ortaya çıkışında önemli rol oynadı.
Sosyalist sistemlerde ise demokrasi tanımı tamamen
farklıdır. Batılı ölçütlerin geçerli olmadığı “halk demokrasileri” ya da “halk cumhuriyetlerinde” yöneticiler genellikle partiler arası yarışma olmaksızın tek bir partinin “aday listesi”nden seçilirler. Bu sistemler üretim araçlarındaki
ortak mülkiyetin, halk iradesinin
gerçekleşmesi için yeterli temeli
oluşturduğu görüşüne dayanır.
BATI DEMOKRASİSİNİN/LİBERAL DEMOKRASİNİN VAZGEÇİLEMEZ İLKELERİ
Genel oy hakkı
Serbest seçim
İfade ve basın özgürlüğü
hukukun üstünlüğü
Bunlara daha fazla ilke ve değer eklenebilir. Bunlar yoksa o ülkede cumhuriyet olsa bile demokrasinin varlığından bahsedilemez.
ÇAĞDAŞ SİYASAL DOKTRİNLER
LİBERALİZM
ANARŞİZM
SOSYALİZM- KOMÜNİZM
PARLAMENTER SOSYALİZM
FAŞİST SİSTEMLER - TOTALİTERLİK
TEK PARTİ DİKTATÖRLÜĞÜ
DİĞER KAVRAMLAR
İDEOLOJİ
KURAM
TEORİ
DOKTRİN
TARTIŞINIZ...
"Demokrasi ile Cumhuriyet aynı şey değildir!"
"Bir
memleketin ekonomik ve siyasi kurumları tek başlarına demokrasiyi kuramazlar.
Onlar ancak iskelet ve çerçevedir. Gerçekte demokratlar olmadan demokrasi olmaz."
Yazar adı belirtilmeden kullanılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder