Dilara Kahyaoğlu
TARTIŞMA: EĞİTİM VE ÖĞRETİM
TARTIŞMA: EĞİTİM VE ÖĞRETİM
EĞİTİM/ TANIM
Toplumun değer
yargıları ile bilgi ve beceri birikiminin yeni kuşaklara aktarılması , bu
amaçla okullarda ve benzer kurumlarda sürdürülen öğretim ve yetiştirme
etkinlikleri .
Veya en klasik tanımı
ile... Sosyal davranış kurallarına uygun insan yetiştirme süreci ve faaliyeti.
Yani geniş anlamıyla eğitim kişinin belli bir yaşam tarzını öğrendiği toplumsallaşma ve kültürleşme süreci ile özdeş tutulabilir.
TARİHSEL SÜREÇ İÇİNDE
EĞİTİM
En ilkel kültürlerde
okul yoktur, toplumsal çevre bu işlevi görür. Başlangıçta sadece ruhban
sınıfının yetiştirilmesi amacı ile kurulan ÖRGÜN EĞİTİM (Okullarda yapılan , dikey eğitim, basamaklı
eğitim) bir mesleki okul niteliğindeydi. Ortaçağda bunun yanında eğitimin en yaygın biçimi çıraklık eğitimiydi.
18. ve 19 .yüzyılda Batı
Avrupa ile Kuzey Amerika’da burjuva
sınıfının bütün çabası onları bir üst aşamaya ulaştıracak bir eğitimden geçebilmekti. İlköğretim
zorunlu oldu, tekniğe dayalı meslek eğitimi gelişti. Gelir düzeyinin yükselmesi
ve tüketim toplumunun yaygınlaşmasına paralel
olarak eğitim bütün çocukları
hatta giderek büyükleri de kapsadı.
ÇELİŞKİLER /SORUNLAR
(Bunlar tartışma
konusu yapılabilir veya sadece fikirsel planda
bir aktarım ile yetinilebilinir.)
1-Eğitimin
kurumlaşması ile gençler kendi toplumları üzerinde sadece gözlem ve öykünmeye dayalı bir bilgiden çok daha geniş kapsamlı
bir bilgiye ulaşabilirler, AMA bu arada
eğitimim günlük yaşamla bağı azdır ve eğitim pratikten kopuk olarak
yürütülür.
2-Çocuğun aileden
koparılarak onun dışında bir alanda uzun
yıllar boyunca eğitilmesi, çocuğun bağımsızlığına daha kolay ulaşmasını sağlar,
AMA bu durum gençler ile ebeveynleri
arasında zaten doğal olarak var olan
kuşak çatışmasını arttırıcı bir
rol oynar ve çocuğun bağımsızlaşma süreci ile ailenin koruma ve yönlendirme süreci birbiriyle çelişir.
3-Eğitimin
toplumsallaşması bireyin toplumsallaşmasını kolaylaştırmıştır. Akranların bir
arada iletişim içinde bulunmaları aynı
zamanda birbirlerinden öğrenmeleri, paylaşım
süreci vb. toplumsallaşma sürecinin ve işlevini oldukça hızlandırıcı bir rol oynar.
4-Bilginin istifçi, kalıpçı aktarımı ile bireyin öznelliği de çelişme
içindedir. Topluluğun tek tek bireyleri
ile birebir ilişki kurmak mümkün
olmadığından hem standart bir öğrenme/öğretme ÖLÇÜSÜNE uyulur, hem de bilgiler belli kalıplar içinde istiflenerek aktarılır. Çoğu zaman bu standart dışı kalan
unsurlar (farklı bilgiler almak isteyenler, öğretilenleri ağır ve fazla
bulanlar, yanlış bulanlar, yöntemi kendisine uygun bulmayanlar, süreci kendisi
için az veya fazla bulanlar vb.)
Böylesi bir toplumsal
öğrenme sürecinde farklı birer sorun
olarak ortaya çıkarlar.
5-Eğitimin amacı
konusunda çeşitli tartışmalar vardır. Eğitimin esas amacının olgunlaşmış bir
kültürün (daha çok da o topluma, o devlete ait olan kültürün aktarımı, devlete
ve /veya var olan yapıya uygun insan yetiştirme vb.) aktarımı olabileceğini
savunanlar gibi teknolojik gelişmeye uygun olarak değişen ve gelişen ve giderek
teknik hale gelecek, kişiyi ilerde yapacağı mesleğine hazırlayan bir eğitim
olduğunu savunanlar arasındaki tartışma...
6-Eğitimin merkezi
yapısı ile (toplu eğitimde merkezi yapı olmak zorundadır, söz konusu olan
eğitim devletin merkezi yapısının dışında da olsa yine de kendi içinde belli bir merkeziliğe
sahip olmak zorundadır (MEB’nın okulları
ve bir çok özel okul devletin istediği
doğrultuda eğitim yapar. Bunun dışında görülen bazı okullar ise –örneğin; yine
belli bir amaç ile açılmıştır ve o amaç doğrultusunda merkezi bir şekilde işleyişini sürdürür. )
Eğitimin toplumsal karakteri
böylesi bir merkeziyetçiliğe yol açar. Bu durum toplumdaki farklı fikir ve
ideolojilerin bastırılmasına yol
açtığı için bir anlamda bireysel ve toplumsal
çatışmaların ortaya çıkmasının zemini
hazırlamış olur. Kısacası öğretim ve öğrenim özgürlüğü olarak da bilinen
AKADEMİK ÖZGÜRLÜK İLE BU DURUM ÇELİŞMEKTEDİR.
AKADEMİK ÖZGÜRLÜK;
Öğretmen ve öğrencilerin hukuksal, kurumsal ya da toplumsal baskı,
kısıtlama ve sınırlamalar olmaksızın
öğretme, öğrenme, bilgi edinme ve araştırma özgürlüğü.
Bilim ve sanat
Özgürlüğünün (III.Kuşak Haklar/ Sosyal Haklar ) bir alt kategorisi durumunda
olan bu hakkın temelinde ...
-Öğretmenlerin
ilgilerini çeken herhangi bir konuyu araştırmaları
-Bulgularını;
öğrencileri, çalışma arkadaşları ve başkalarına açıklamaları
-Topladıkları
bilgileri, vardıkları sonuçları denetim ve sansür olmaksızın yayınlamaları
-Mesleki açıdan uygun
buldukları bir şekilde öğretim yapmaları, vardır.
EĞİTİMİN İKTİSADİ BOYUTLARI
Bir toplumun eğitime
yönelik harcamaları tıpkı fiziksel sermayeye yapılan yatırımlar gibi
bugünkü tüketimden vazgeçerek
gelecekteki getirileri arttırmak amacı ile toplumun bilgi ve beceri birikimine
yatırılan bir yatırım gibi görülmektedir.
Eğitim planlaması
gevşek bir yönlendirme olabileceği gibi
merkezi yönetimce saptanacak belirli insan gücünü gerçekleştirmeye
yönelik bir faaliyette olabilir.
Yazar adı belirtilmeden kullanılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder